Yaşadığımız güzel ve esrarengiz kainatta bir yerlerden gelip bir yerlere akan bir ırmak sanki hayat... Her sabah hayran gözlerle izlediğimiz gündoğumu ile günbatımı arasında sayısız güzellikler akıp gidiyor. Her gece yıldızlarla dolu bir gökyüzü şöleninde seyrine doyamadığımız gök kubbe, hepimizi sonsuz bir sorular alemine doğru yola çıkarır. İnsanoğlu yer ve gök şölenlerinde bütün bu olup bitenleri her zaman merak etmiş, keşfetmek istemiş, sorular denizinde hayallere dalmıştır. Binlerce yıldır süren bu gizemli keşif yolculuğunda çevresini incelemeyi öğrenmiş olan insan, suyun yaşamsal gücünü kavramış, havanın sonsuz derinliğini keşfetmiş, toprağın o mucizevi inşa gücüyle harikalar yaratmış ve ateşin kışkırtıcı alevlerini dizginleyebilen tek muzaffer varlık olarak tarihi hükümranlığı altına almıştır.
Su, hava, toprak ve ateş, insanoğlunun bu uzun yeryüzü macerasında ona yoldaşlık etmiş; tarih öncesi günlerinden uzayın derinliklerinde yolculuk ettiği yarınlara kadar her zaman insanoğlunun yanında yer almıştır.