Toprak… İnsanoğlu ondan yaratıldı. Yaratılan her şeyi de o doyuruyor. Bereket ana… Her zaman için müşfik bir anne, besleyici ve koruyucu sığınak, verimli toprak. Topraktan ayrı kaldığımızda onu çok özleriz. O, ait olduğumuz ve sonra kendisine döneceğimiz yerdir. Bir döngüdür hayatımız. Ölüm ile toprak, tüm dinlerde bir bütündür. Döneceğimiz yer, başladığımız noktadır. Ölümle birlikte, toprak bir kez daha annemiz olur, bizi şefkatli kollarına alır, bağrına basar. Kültür ve medeniyetlerin başlangıç noktası şehir, şehrin de başlangıç noktası toprak...
Bilim, teknoloji, sanat ve mimarinin elementi. İlk aletlerimiz taştandı. Sonra kültürler gelişti, evler yapıldı, şehirler oluştu; her işe uygun ayrı aletler yapıldı. Tekerleği ilk bulan, yine onu toprağın üzerinde çevirdi. İlk silahlarımız da taştandı. Sonra silahlar gelişti. Savaşlar oldu. Önce dövüştüler, sonra anlaştılar. Sınırlar çizildi toprağa. Devletler ve medeniyetler kuruldu, gelişti, serpildi ve insan, insan oldu.
Toprak olmasaydı, biz olur muyduk hiç?